3 Nisan 2024 Çarşamba

KOMŞUDAYIZ / ATİNA, SELANİK, KAVALA

 KOMŞUDAYIZ



YOLCULUK

2023 yılının son günlerinde Yunan Aegean Havayolu bilet fiyatlarında indirime gitti.


Haftanın belli günlerinde İzmir'den direkt Atina'ya uçan Aegean HY 8 kg kabin bagaj ile yolculuk yapmak isteyenlere 38€ dan bilet sattı.

Böylece hayatımda ilk kez sadece kabin bagaj yine ilk kez Aegean Airlines ile komşuya yolculuğumuz başladı.

Aegean Airlines Yunanistan'ın en büyük, bayrak taşıyıcı konumundaki havayolu şirketi.

2010 yılından beri, dünyanın en güçlü hava yolu birliği olan STAR ALLIANCE üyesi.

Aegean Airlines'in Ali Sabancı'sı Theodoros Vassilakis adında bir iş insanı.

Aegean ile başlayan komşu ziyereti 4 gün Atina, Hellenic Train ile Selanik 3 gün, KTEL otobüs ile Kavala 3 gün ve Kavala > Keşan arasında da VipArda otobüs ile Türkiye'ye dönüş olarak plan yaptım ve biletleri firmaların internet uygulamasından satın aldım.

İzmir > Atina yaklaşık 55 dakika, ancak Atina Elefterios Venizelos Uluslararası Havalimanı ile Atina'nın kalbi sayılan Sintagma (Anayasa) Meydanı Metro 3 ile 40, X93, X95 otobüs ile 55 dakika.

Komşu hem yakın, hem uzak.




ATİNA ELEFTERİOS VENİZELOS HAVALİMANINDAN > MERKEZE ULAŞIM

Metro;
Her 30 dakikada bir sefer gerçekleştiren metro, saat 23.35’ten sonra aktif değil.

Her saat 5 ve 35 geçe havalimanından şehir merkezine doğru hareket ediyor.

Tek yön bilet fiyatı 10 Euro iken gidiş dönüş alınırsa 18 Euro.

6 yaşından küçük çocuklar için ücretsiz.

Metro istasyonunda bilet satın almak mümkün.

Otobüs;
Havalimanından Otobüs seferleri ile şehir merkezine gitmek en ucuz ulaşım seçeneği, 5,5 Euro.
65 yaş üstü için ise 2.70 Euro.

Otobüs her gün 7/24 çalışıyor.

Ancak 28 şubat günü tüm Yunanistan’da toplu ulaşımda grev vardı.
Bu nedenle sefer sayıları azaldı ve otobüsler 09.00 -21.00 arasında çalıştı.

Otobüsler, 35 kilometre uzaklıkta bulunan şehir merkezine yaklaşık 55 dakikada ulaşıyor.

Havalimanı otobüs duraklarına ulaşmak çok kolay. Terminal çıkışının hemen sağına doğru yaklaşık 200m yürüyün X93 ve X95 nolu otobüsleri ve aynı yerde bilet gişesini görebilirsiniz.

Aldığınız bileti otobüs içinde bulunan kart barkod okuyuculara okutmak zorundasınız.

Yunanistan'da bilet kontrolü yok.

Ancak söylendiğine göre çok seyrekte olsa bilet denetimi yapan müfettişler kontrol ediyorlarmış.

Toplu taşımaya bilet almadan binmek veya aldığı halde cihaza okumamak bilet değerinin 16 kat değeri ceza olarak tahsil ediliyormuş.

Dün yaptığımız yolculukta bir kontrol olmadı.

Bu iki hat çok popüler bilinen hatlar. Her ikisi de Atina'nın Izmir'de Konak veya İstanbul'da Taksim meydanı benzeri olan Syntagma meydanına gidiyor veya uğruyor.

Biz dün X95 otobüs ile Syntagma durağına kadar geldik.
Plaka bölgesinde bulunan otelimize 650m yürüyerek geldik.

Banliyö Tren;
Atina Havalimanı’ndan şehir merkezine seyahat etmek için bir diğer ulaşım alternatifi banliyö treni.

Havalimanından Larissis Tren İstasyonu’na kadar giden bu araçlar sayesinde şehir merkezine ulaşabilir ve aktarma yapabilirsiniz. 


EKSARHİA MAHALLESİ
Eksarhia Atina'nın merkezinde bulunan, özyönetime sahip bir mahalle (Otelimize 1,5km yürüyerek).
Yunanistan'da anarşizmin merkezi olan mahalle adını burada bir dükkân açan Eksarhos adlı bir tüccardan almış.
Atina Ulusal Teknik Üniversitesi'nin tarihi binasına yakın.
Doğuda Kolonaki'ye komşu olan mahalle Patission Bulvarı, Panepistimiu Caddesi ve Aleksandras Caddesi'nce çevrili.
Biz bugün yürüyerek Syntagma Meydanına daha sonra biraz daha ilerisinde bulunan Benaki Müzesine gittik.
Müzenin girişinin bulunduğu sokağın bir ucu Kolonaki'ye bağlanıyor.
Uzun bir yürüyüşün ardından Atina'nın
radikal siyasi ve entelektüel aktivizminin tarihi çekirdeğini oluşturan o ünlü Eksarhia Mahallesine ulaştık.
Daha önce mahalle hakkında okuduğum birçok yazıda korku salan ifadeler vardı.
Risk taşıdığı, güvenliğin olmadığı, dikkatli olunması gerekir gibi ifadeler.
Ancak bugün olumsuz hiç bir şeye tanık olmadık.
Sadece 40 - 50 kişilik özel donanımlı, gaz maskeli polis ekibi hızlıca önümüzden koşar adımlarla geçti.
Eksarhia bölgesi, 1870 ve 1880 yılları arasında şehrin sınırlarında kurulmuş ve Yunanistan'ın sosyal ve politik yaşamında önemli bir rol oynamış.
Kasım 1973'teki Atina Politeknik Ayaklanması burada gerçekleşmiş.
6 Aralık 2008'de, 15 yaşındaki Alexandros Grigoropoulos'un Eksarhia'da bir polis tarafından öldürülmesi Yunanistan genelinde ayaklanmalara neden olmuş.
Fotoğrafı bugün çektim,
Alexandros Grigoropoulos'un duvar resmi)
11 Ekim 2010 tarihinde, mahkeme polis memuru Epaminondas Korkoneas ve suç ortağı Vasilis Saraliotis'i suçlu bulmuş.
Alexandros Grigoropoulos'u göğsünden vurarak öldüren Epaminondas Korkoneas'ı ömür boyu hapsine ve ek olarak 15 ay hapis cezasına,
Saraliotis'e ise on yıl hapis cezasına çarptırdı.
Eksarhia, pek çok aydın ve sanatçının yaşadığı, pek çok sosyalist, anarşist ve anti-faşist grubun barındığı bir alan.
Aynı zamanda merkez meydan çevresinde tiyatro gösterileri ve konserlerin düzenlendiği bir sanat merkezi.


EVZON (EFSUN) ASKERLERİ
Başlarında Siyah püsküllü garnizon takkesi, içlerinde pamuklu fanila ve üzerine giydikleri Fustanella ismi verilen bir çeşit etek, Siyah püsküllü diz bağı (çorap bağı, jartiyer) ve Siyah ponponlu kırmızı deri ayakkabıları ile ilginç görünümlü Yunanistan Silahlı Kuvvetleri'nin askerî birimi Efsun askerleri.
Evzonlar "Efsun" bugün ağırlıklı olarak tören kıtası görevi yapıyorlar.
Deri kuşak ve süngülü M1 Garand yarı otomatik tüfek taşıyan Efsun askerlerinin eteklerinde 400 pile varmış.
Bunun anlamı Osmanlı İmparatorluğu'nun, Yunanistan üzerindeki 400 yıllık hakimiyetini unutmamak içinmiş.
Atina'da Parlamento binasının önünde bulunan Meçhul Asker Anıtı'nda nöbet tutan Evzon askerleri büyük ilgi görüyor.
Evzon askeri olabilmek için 180 cm veya daha uzun olmak gerekiyormuş.
Üniversite mezunu olan bu askerler özel olarak seçiliyor, hiç kıpırdamadan nöbet tutmak için de özel olarak eğitiliyor.


ATİNA BİRİNCİ MEZARLIĞI
Mezarlık 1837'de yapılmış, çam, selvi ve turunç ağaçları ile büyük yeşil bir alana sahip.
Yunan veya yabancı ünlülerin gömüldüğü mezarlıkta çok sayıda sanatçı, siyasetçi ve ünlünün mezarı var.
Hemen hemen her gittiğim şehirde eğer tarihi ve mimari özellikleri ön plana çıkan bir mezarlık varsa ziyaret ediyorum.
Viyana Mezarlığı çocuk parkı gibi çocuk mezarları, Mozart hariç hemen hemen tüm klasik müzik bestecilerinin mezarları burada.
Nazım Hıkmet'inde yattığı Moskova Novodeviçi Mezarlığı,
Lviv Mezarlığı bu şehirler gidildiğinde mutlaka ziyaret edilmeli.
Atina Birinci Mezarlığı’da bunlardan biri oldu.
Ayrıca bu mezarlıkta yatanlardan biri de çok sevdiğim bir şarkıcı, Demis Russos’du.
15 Haziran 1946’da Mısır İskenderiye’de dünyaya gelen Demis Russos’un annesi İtalyan asıllı Mısır’lı babası ise Yunan vatandaşıymış.
Benim yaşıtlarımın ortaokul, lise çağında çok iyi bildiği, şarkılarını söylediği bir şarkıcıydı Demis Russos.
Bu ses bu adamdan nasıl çıkıyor dedirten bir vücut yapısı vardı.
1973 yılında en büyük ve en ünlü albümü piyasa çıkmıştı, Forever And Ever.
My Reason, Goodbyle My Love Goodbye, My Friend The Wind, Forever And Ever gibi hit şarkıları de bu albümdeydi.
25 Ocak 2015 Atina’da hayatını kaybeden Demis Russos Atina Birinci Mezarlığında bulunuyor.
Mezarlık çok büyük olduğu ve gününüzde de defin olduğu için sormadan mezarı bulmak mümkün değil.
Mezara yakın bir yerde gördüğüm görevli ile çektirdiğim fotoğrafta var.
(Mezarlığın girişinden ilk sola yönelin, Mezarlığı sınırlayan duvara gidin ve sağa dönün yolun sonunda Russos'un. Mezarın çok yakında okul var, çocuk seslerini takip edin.)








ATİNA NATİONAL GARDEN
(Atina Millet Bahçesi. 1974'e kadar Kraliyet Bahçesi)
Syntagma Meydanı, Yunan Parlamentosu arkasında bulunan müthiş bir park, bahçe.
Şehrin merkezinde çok sık ve çok farklı türde ağaçların bulunduğu bir park.
Her gün 06.00 - 18.00 saatleri arasında açık.
15,5 hektar (38 dönüm) halka açık ücretsiz bir park.
Bahçe 1896 Olimpiyat Oyunları Stadına, Zappeion'un bulunduğu bölgeye kadar güneye doğru devam ediyor.
İngiliz tarzında harika bir doğal peyzaj örneği, karmaşık dolambaçlı yol ağı, bitkileri, yoğun su varlığı, hayvanları, çiçekli bölümleri ile yerli ve turistlerin uğrak yeri Bahçe.
Avrupa'da beton yığını, içinde büyük tesislerin, dükkanların, seyyar satıcıların olduğu, asfalt veya beton kaplı yürüyüş yolları olan bir bahçe, park görmedim.
İmreniyorum ancak azgın rant merakımızın asla buna izin vermeyeceğini biliyorum.




MELİNA MERCOURİ ANITI
Bugün Atina'da Olimpos Zeus Tapınağı karşında Melina Mercouri anıtı ile karşılaştık.
Beyaz mermerden sadece baş kısmı yontulmuş bir büst, heykelin gövde kısmında el yazısı ile imzası vardı.
Melina Mercouri'yi çocukluk dönemimden hatırlıyorum.
Türkiye'de çevrilen bazı Türk oyuncularında yer aldığı Topkapı filmini izlemiştim.
İnternetin, tabletin hatta televizyonun olmadığı dönemde yaşadığımız kasabada bulunan 3 sinemaya gelen filmleri izlemek en büyük zevkti bizim için.
1920 doğumlu Yunan aktris sinema oyunculuğu sonunda siyasete girmiş ve Yunanistan'ın ilk sosyalist hükûmetinde kültür ve bilimler bakanı olarak görev yapmış.
1994 yılında yaşadığı ABD'lerinde vefat etmiş.
Yunanlılar onu unutmamış ve bu anıtı kaldırımın kenarında küçük bir yesilliğin içinde yer vermişler.




ERECHTHİON
Erechtheion önünde sempatik Japon kız arkadaşımızla böyle poz verdik.
Atina Akropolis ziyaretimiz sırasında Akropolis'in kuzeyinde bulunan Antik Yunan tapınağı Erechtheion önünde annesi, ablası ve kendisi Japon milli kıyafetleri içinde bir kız çocuğu gülümseyip kamerama zafer işareti verince sonunda bu hatıra fotoğrafı çıktı ortaya.
Tapınak, MÖ 406 yılında inşa edilmiş ve Athena ile Poseidon'a adanmış.
Bizans döneminde bir kilise, daha sonra saray ve Osmanlı döneminde de bir Türk komutanın ikametgâhı olarak kullanılmış yapı.

HADRİANUS KÜTÜPHANESİ
Atina'nın merkezinde önemli bir meydan olan
Monastiraki'de bulunan kütüphane MS 132 yılında Roma İmparatoru Hadrianus tarafından inşa ettirilmiş.
Kütüphanede papirüs rulolarının (kitapların) saklandığı bölüm, okuma odaları, konferans salonu bulunuyormuş.
1988 yılında Kütüphane'de yapılan kazılarda tanrıça Nike'nin devasa bir heykeli bulunmuş.
Giriş ucreti: 3€
Ancak pek ziyaretçi görmedim.
Dışarıdan görülebilir.
Hadrianus Kütüphanesi
Cizderiye (Cistarakis) Cami ile neredeyse bitişik.



ATİNA AKROPOLÜ
Atina Akropolü sadece Başkent Atina'nın değil belki de tüm ülkenin en çok ziyaretçi çeken arkeolojik alanı, sembolü.
Akropolis 157 m yükseklikte ve Atina şehrinin her yerinden görünür durumda.
Anıtların ortaya çıkarılması ve restorasyonu 1834'ten bu yana aşamalı olarak gerçekleştirilmiş.
Atina Akropolü konakladığımız Plaka otele 950m yürüme mesafesinde.
Kalenin eteklerinde bulunan plaka ve Anafiotika mahallelerinin keyifli sokaklarında zikzaklar çizerek daha sonra tatlı bir eğimli yolla Akrapol girişine geldik.
Burada unutmadan bir uyarıda bulunayım.
Girişin sağ tarafında demir merdivenlerle tırmanılan kayalık bir tepe var.
Önce burayı ziyaret edin.
Burası Atina'yı kuşbakısı görebileceğiniz bir yer.
Çok kalabalık oluyor, ücretsiz bir gözlem yeri.
Aman dikkat ! Kayalar çok kaygan düşme tehlikesi var.
Aynı zamanda dağa yüksek konumda bulunan Akropole de tam karşıdan görüp bol bol fotoğraf çekebileceğiniz bir alan.
Atina Akrpolü giriş bölümünde emanet eşya binası var.
Büyük parça eşya, valiz, çocuk arabası, bisiklet ile giriş yasak.
Bu bölümde yüzlerce hatta binlerce delice zeytin ağaçları var.
Müzenin resmi satış mağazasında tarihi figürleri sahip hediyelik eşya satan bir küçük dükkan var.
Bilet satış ofisi var.
Sıcak soğuk içecekler ile aperatif yiyecekler satan 1 tane dükkan ile ilk müdahaleyi yapacak donanımda sağlık ofisi yan yana bulunuyor.
Atina Akropolünü ziyaret etmek isteyenlere önerim.
Eğer mümkünse ziyaret gününüzü hafta sonuna denk getirmeyin.
Biz perşembe günü gittiğimizde bile kayda değer bir kalabalıkla karşılaştık.
Giriş biletleri kurumun resmi internet sitesinde de satılıyor.
Ziyaret gününüz ve saatiniz kesinse biletinizi internet üzerinden alın boşuna sırada beklemeyin.
İnternetten aldığınız biletin kağıt çıktısını almanız gerekmiyor.
Biletinizin barkodunun okunacak şekilde telefonunuzda bulunması yeterli.
Bir başka konu, Atina Akropolüne giriş bilet alırken seçtiğiniz saat diliminde mümkün olması.
Örneğin biz 29 Şubat 2024 Saat: 12.00 - 13.00 dilimini giriş saati olarak belirlemiştik bileti internetten alırken.
Biraz erken gidince zamandan kazanmak için giriş yapmak istedik.
Görevlinin elindeki barkod okuyucu kırmızı renk hata verdi saat uygun değil diye.
12.00 - 13.00 arası için giriş ancak 11.45 ve 13.15 arasında mümkün.
1 dakika önce veya geç kalırsanız biletiniz yanıyor.
Bu nedenle dikkatli olun.
Saat uygulaması sadece giriş için var, içeride kaç saat kalacağınız sınırlı değil.
Sabah ilk saatlerde giriş yapıp kapanışta çıkabilirsiniz.
Ancak görevli çalışan çok içeride aynı noktada uzun süre zaman geçiremezsiniz, oturamazsınız hemen uyarıyorlar.
Girişte saat uygulaması sanırım ziyaretçinin çok olması ile alakalı.
Dilerim bir gün gelir Bergama Akrapolüne ziyaretçi çok gelir, girişi saat dilimine göre yaparız.
Bizim hiç zaman kaybetmeden Bergama Akropolünde bazı uygulamaları başlamamız gerekir diye düşünüyorum.
* Bergama Akropolü girişi ile çıkışını ayıracak bir rota düzenlenmeli.
* Akropolde görülecek yerler, noktalar bir rota, merak oluşturacak şekilde birbirine bağlanmalı.
Ziyaretçi bu rotayı takip ederek giriş yaptığı yerden uzaklaşıp çıkışa yönelmeli.
Ben bugün Bergama Akropolünde rehberli veya rehbersiz her yerin görüldüğüne anlatıldığına inanmıyorum.
* Bergama Akropolü mutlaka ama mutlaka son teknoloji ve bilinçli bir şekilde aydınlatılmalı.
* Akropol tepelik kayalık ve zor parkura sahip olduğu için, ziyaretçi yaş ortalaması dikkate alınarak mutlaka ayakta ilk müdahalenin yapılabileceği bir revir açılmalı.
* Akropolün aşağıda ve yukarıda çevresi viran, metruk, baraka tipi yapılardan arındırılmalı.
* Bergama Akropolü'nde kesintisiz 12 ay boyunca kazı ve restorasyonun devam etmesi sağlanmalı.
Atina Akropolünde gördüm iki noktada şantiye depo ve atölyesi, demiryolu ray sistemi ve dev vinçler var.
Atina Akropolü restorasyonu Avrupa Birliği fonları tarafından destekleniyor.
Zaten bunu da yapılan çalışmaları tanıtan panolarda açıklamışlar.
*Atina Akropolü ziyaretçilerinin önemli bölümü Yunan.
Çok sayıda öğrenciyi dün ellerinde biletleri ile (ücretsiz) öğretmenleri başında ancak kokartlı resmi rehber eşliğinde gezdiler Akropolü (Lise ögrencileri).
İlk ve orta okul öğrencileri ise öğretmenleri ve anneleri ile birlikte ziyareti gerçekleştirdiler.
Maalesef Bergama'da Akropolü, Asklepion'u ziyaret etmeden vefat eden insan çok.
Etse de yaya ögrenciliğinde bir defa gitmiş yada şehir dışından misafiri gelmiş o istedi diye ziyaret etmiş.
Zorla ziyaret olmaz.
Kişilerin bilinçli olarak ziyaret etmesini sağlayacak metotlar bulmamız gerekiyor.
Atina Akropolü her ayın ilk Pazar günü, bazı önemli günlerde ücretsiz ziyaret edilebiliyor.
Yetişkin bilet ücreti 10€
65 yaş üstü indirimi var ancak AB vatandaşı olanlara.
Yanınıza şu ve hafif atıştırmalık almanızı tavsiye ederim.






ATİNA CİZDERİYE/CİSTARAKİS CAMİİ
(Tzisdarakis Mosque (Museum of Modern Greek Culture)
Atina'nın merkezinde Monastiraki meydanında bulunan 18. yüzyıldan kalma bir Osmanlı camisi.
Camii 1759 yılında dönemin Atina'daki Osmanlı valisi Cizderiyeli Mustafa Ağa tarafından inşa ettirilmiş.
Camii inşaasında kullanılan, hemen bitişiğindeki Hadrian Kütüphanesi'nin bir sütunu uğursuzluk getireceğinden korkulduğu için Mustafa Ağa'nın valilikten alınması ile sonuçlanmış.
Camiinin minaresi yıkılmış. Osmanlı'nın Atina'yı terk etmesinden sonra cami ibadete kapatılmış ve günümüze dek çeşitli amaçlarla kullanılmış.
Örneğin 1834 yılında,
Yunanistan'ın ilk kralı olan Danimarka kökenli Otto caminin içinde bir balo düzenlenmiş.
1915 yılında mimar Anastasios Orlandos tarafından restorasyondan geçerek 1918'de Yunanistan Elişleri Müzesi olarak açılmış.
1923-1973 yılları arasında ise Yunan Dekoratif Sanatlar Müzesi olarak kullanılmış.
1966'da Suudi Kralı'nın Atina'ya ziyareti sırasında kendisine ibadet etmesi için cami olarak tahsis edilmiş.
Bugün Yunan Halk Sanatları Müzesi'nin ek binası olarak kullanılıyor, içinde seramik el sanatları sergileniyor.
Cizderiye Caminin çektiğim birkaç fotoğrafını yayınlıyorum ve şu yorumu yapıyorum.
Bağnazlık, hoşgörü eksikliği sahibi olmanın dini, dili, ırkı, cinsiyeti yok.
Tamam anlıyorum cemaati yok, cami olarak muhafaza etmek istemiyorum diyorsun kabul.
Sergi salonu olarak kullanacağım diyorsun o da tamam.
Ancak tarihine, mimariye, kültürüne sahip çık, onar, yıkılan minareyi eskisini bakarak onar ve cami binasının dişini tamamen saran şu ucube baraka dükkanları bari kaldır.
Burası Atina'nın en turistik, Akropole çıkan yolun başı olan Monastiraki Meydanında, hiç yakıştıramadım.
Sadece cami binasının durumunu değil, Monastiraki Meydanını Atina Belediyesine yakıştıramadım.
Derme çatma 2 tane meyve satıcı tezgahı, ne olduğunu anlayamadığım metal yığını ve paramparça olmuş ahşap oturma alanı.
Bu meydanın durumu Atina için büyük bir olumsuzluk.
Meydanda çektiğim birkaç fotoğrafı inceleyiniz, umarım hak vereceksiniz.



ATİNA VARVAKİOS ET VE BALIK PAZARI
Eski bir yapıda çok çeşitli deniz ürünleri, balık ve et satan kasapların bulunduğu bir hal binası.
Çoğu yerde sebze ve et pazarı olarak yazılmış, ancak sebze binanın karşısındaki sokağın içinde satılıyor.
O da birkaç manavdan oluşuyor.
Et ve balık pazarını zamanınız varsa dolaşın derim.
Gerçekten hem bol hemde çeşit yönünden çok farklı deniz ürünü var.
Yunanistan kalamar ve ahtapot zengini bir ülke.
Her satıcının tezgahında baş köşede.
Bizde son yıllarda artan tüketim ile birlikte ahtapot fiyatları cep yakıyor. Hatta bazı restaurantlar kaça alıp kaça satacağız ifadesi ile menüsünden çıkarmış ahtapotu.
Kasap vitrinlerinde ise mevsimin ilk kuzu ve oğlakları baş köşede bulunuyordu.
Pazar içinde birkaç tane restaurant var. Sanırım pazardan satın aldınan balık ve et ürünlerini burada pişirtmek mümkün.
Varvakios pazarında bazı fiyatlar şöyleydi;
Kıyma: 7.99€
Kuzu: 7.99€
Karaciğer: 5.93€
Kemikli dana pirzola: 9€
Çiftlik Cipura: 4.99 ile 10€ arasında
Levrek: 7.98€
Hamsi: 3.99€
Somon: 15€
Ahtapot: 5.99-16€
Kalamar: 7.99€
Karides: 6-11€
Sebze pazarında:
Kestane: 8€
Çeri domates: 3.99 - 5.99€
Domates: 0.98€
Kabak: 1€
Patates: 0.79€
Portakal: 0.99€
Muz: 0.99 - 1.59€
Kaliforniya biberi: 3.99€
Zeytin: 4 - 7€







ATİNA'DA MAHSUN KALMIŞ BİR OSMANLI CAMİSİ; FETHİYE CAMİİ
17. yüzyıldan kalma bir Osmanlı camisi Fethiye Camii.
Antik Roma Agorası'nın kuzey tarafında, Rüzgar Kulesi'nin yakınında yer alıyor.
Yunan kaynaklarına göre Bizans döneminden kalma bazilika kalıntıları üzerine inşa edilmiş.
Osmanlının Atina'yı fethinden hemen sonra 1458 veya 1456 yılında Fatih Sultan Mehmed'in şehre yaptığı ziyaret sırasında camiye dönüştürüldüğü Yunan kaynakları tarafından iddia ediliyor.
Türk tarihçi Semavi Eyice ise caminin yapım tarihinin belli olmadığını söylüyor ve caminin kiliseden çevrildiğinden bahsetmiyor.
Osmanlı döneminde, genellikle Buğdaypazarı Camii olarak biliniyormuş.
Bugün ise adı Fethiye cami olarak haritalara işaretlenen caminin kapısında kocaman bir asma kilit var.
Uzaktan da olsa görmek isteyen ziyaretçilerini özlemiş bekliyor.




ATİNA > SELANİK TREN YOLCULUĞU
Başkent Atina ve Yunanistan’ın en büyük 2. Şehri Selanik arasında her gün karşılıklı olarak 4 hızlı tren seferi var.
Hızlı dediğime bakmayın bizim İZBAN'dan biraz daha hızlı.
10:58'de Atina'dan hareket ettik tahmini varış saatimiz 15.51, yaklaşık 6 saat.
Atina Selanik arasındaki mesafe ise 425 Km.
Trene Atina'da Larissis istasyonunda bindik. Tren garı diyemiyorum. Çünkü başkent Atina'ya yakışmayan küçük ve altyapı hizmeti iyi olmayan bir yer.
Ancak bir revizyon ve tadilat hazırlığı başlamak üzere.
Yunanistan’da daha önce yaşanan tren kazasında çok can kaybı olmuş ve ülkede büyük bir tepkiye protestoya neden olmuştu.
Bu olaydan sonra Yunan hükumeti milli demiryolu işletme hakkını İtalyan'lara satmış.
Tren biletimizi Türkiye'den ayrılmadan önce Hellenic Train'nin resmi internet sitesinden aldık.
Ancak hellenictrain.gr adresini Türkiye'de ana sayfa açıyor, dizüstü veya masaüstü bilgisayarda bilet alma sayfası defalarca denemeye açmadı.
Bu konuda tecrübe sahibi olan bir arkadaş bilgisayarıma VPN uygulaması indirmemi tavsiye etti. Gerçekten VPN ile bu adresi girerek biletimi alabildim.
2. Mevki 1 yetişkin ücreti: 43€
65 + yaş indirimli fiyatı ise: 32.30€
Biletinizin kağıt çıktısını almanıza gerek yok, e-mail adresinize gelen barkodlu bilet bilgilerinizi tren içinde kondüktöre okutmanız yeterli.
Bizim sadece biletimize baktı, indirim nedeni olan yaş konusunda bir belgeyi görmek istemedi.
Trende 230V şarj ünitesi var, Wifi maalesef yok.
Trenin ilk vagonunda bulunan büfeden kahve, soğuk içecek veya krater satın alabilirsiniz.
Orta boy Amerikano kahve dışarıdan daha ucuzdu (2.70€).
Tren temiz, sakin WC bakımlı devamlı temizleniyor.



TURİZM FARK YARATMAKTIR.
Bugün pazartesi başta Atamız Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu müze ev dahil birçok müze Selanik'te kapalı.
Bu nedenle bugün programımızda olan diğer yerlere gittik.
Bunlardan biri de Selanik Şemsiyeleri oldu (The Umbrellas Sculpture by Zogolopoulos)
Turizm var olan tarih, kültür, doğa ve diğer konuların yanında yaratıcı, akılda kalıcı, daha çok görsel üretmeye yönelik çabalar sarfetmek.
Merak ediyorum Selanik'e gelip bu şemsiyelerin fotoğrafını çekmeyen varmıdır diye.
Selanik'e gelmeyi düşünenler için çok kolay yer tarifi yazıyorum.
Selanik'te sahilde / kordonda Beyaz Kuleyi zaten hemen görüyoruz.
Selanik şemsiyeleri Beyaz Kuleyi Iskender Anıtı yönünde yaklaşık 300m geçince sahilde.
Şemsiyeleri Yunan heykeltraş Giorgos Zongolopoulos tasarlamış.
1993 yılında Venedik Bienali için yapılmış ardından Brüksel’de Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi Binası’na taşınmış ve 1997 yılında Selanik’in Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi şerefine Selanik’e getirilerek Selanik’in simgelerinden biri haline gelmiş.
Paslanmaz çelikten yapılan şemsiyelerin gün içinde görünümleri güneş açısına ve havanın durumuna göre değişiklik gösteriyor.
Şemsiyeleri gün batımında fonda deniz olacak şekilde düşününce acaba dedim Dikili'nin yeni belediye başkanı "Dikili Şemsiyeleri" olarak düşünürmü ?


ARISTOTELES MEYDANI
“Bir bulutla kış olmaz, bir çiçekle yaz gelmez.” diyen, Platon’dan sonraki en önemli düşünür Aristoteles bir süre Büyük İskender’e hocalık da yapmış.
Aristoteles adı verilen meydan Selanik'in kalbi, buluşma noktası.
Meydan 1918 yılında Fransız mimar Ernest Hebrard tarafından tasarlanmış.
Aristoteles Meydanı günün her saati güzel ancak ben akşama doğru o mavi saat dediğimiz gün batımında daha çok sevdim.
Meydanda sırtınızı denize döndüğünüzde meydanın sağ çıkış köşesinde Selanik'in sembol markalarından biri olan 1948 yılında kurulan Terkenlis Pastananesi var en azından bir gidin görün derim.
Burası Terkenlis'in merkezi.
Burada oturma yeri yok. Alışveriş yapıp paket alıp meydanda yiyebilirsiniz.
Şehrin birçok yerinde şubeleri olan Terkenlis'in fiyatları emsallerinden yüksek.
Terkenlis gibi pasta, börek yapan rakibi Paradosiako'da Aristoteles Meydanının sol köşesini tutmuş.


ATAMIZA ZİYARETE GİTTİK.
Sanıyorum Selanik'e ayak basan her Türk vatandaşının ilk yaptığı şeylerden biri Atamızı ziyaret etmek.
Geçtigimiz pazar günü akşamüstü Atina'dan Selanik’e gelmiştik, pazartesi günü ise Selanik'te hemen hemen tüm müzeler gibi Atatürk Müzesi'de kapalıydı.
Bugün açılış saati olan 10.00'da Atamızın 1881 yılında doğduğu evin giriş kapısındaydık eşimle birlikte.
Yüksek bahçe duvarı ve metal çit içerisinde ortak küçük bir bahçesi olan 2 evin giriş kapısındaki zili basınca "kapı açık" uyarısı veren bir sesi duyunca içeri girdik.
Sağ tarafta camlı odada 3-4 görevli ile selamlaştık ve çantamızı güvenlik tünelinden geçirdik.
Solda tarafta bodrum katı bulunan 2 katlı ev Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu Ev.
Hemen girişte karşınızdaki ev ise
T.C Selanik Başkonsolosluğu hizmet binası.
Dıştan 8 basamaklı merdiven ile çıkılan evin giriş katında solda mutfak, salon ve 2 küçük oda var.
Üst katta ise hemen aynı plan var, ayrıca evin hamamı bu katta bulunuyor.
Bodrum katta ise Atatürk konulu kitaplar, video gösterileri ve Atatürk'ün hayatından kesitler sunan panolar var.
Hafta sonları genelde 4-5 otobüs Türk turist yoğunluğu oluyormuş.
Bizim bulunduğumuz sırada 15 kişi kadar bireysel ziyaretçi vardı.
Atamızın kabrinin bulunduğu Ankara Anıtkabir ziyaretinde nasıl duygu yoğunluğu yaşıyorsa aynı duygu yoğunluğunu Selanik'te doğduğu evde de yaşıyor insan.
Gerçekten canlı hissi veren Mustafa Kemal Atatürk ve annesi Zübeyde Hanım balmumu heykelleri farklı kat ve odalarda bulunuyor.
Evde daha önceleri açık olan anı defteri uygulaması yok.
Atatürk Müzesine giriş ücretsiz.
Müze pazartesi günü kapalı.
Diğer günler saat 10.00 - 17.00 arasında açık
Biz otelimize yakın bir otobüs durağından
16'nolu Belediye otobüsü ile gittik.
Selanik Aristoteles Meydanından gitmek isteyenler 15, 16, 23 nolu otobüslerle gidebilirler.
Evin içinde sizinle birlikte dolaşan sevimli bir kedide var, insanlara çok alışmış ilgi bekliyor.




GARDAŞ THALİA
Fotoğrafı içinde çok fazla insan, dostluk, sınır tanımaz hoşgörü, sevgi barındırdığı için seviyorum.
Fotoğraf sayesinde yıllar önce sosyal medyada arkadaşım olan Thalia'nın şubat ortalarında doğum günü kutlaması yazdığımda Şubat ayı sonunda Atina'da olacağımıı duyunca buluşmak görüşmek için program yaptık.
4 günlük Atina ziyaretimizde onun ve bizim için en uygun zaman geçtiğimiz Cumartesi günüydü.
Atina Monastiraki Meydanında buluştuk ve oradan metro ile Pire'ye gittik.
Pire Atina 12km mesafede, metro ile 19 dakikada ulaşmak mümkün.
Cumartesi günü yazdan kalma bir gün vardı Pire'de.
Çok kişi denize girmişti Mikrolimano'da.
Pire'de aramıza burada yaşan Evgenia hanımda katıldı.
Evgenia (Fotoğrafta sağda) 2 defa covid-19 geçirmiş.
Evgenia ile Thalia'yı arkadaş yapan fotoğraf değil, dağcılık.
Birlikte birçok ülkede dağlara tırmanmışlar.
Türkiye'de Ağrı dağı tırmanışı sonrası çok sayıda şehrimizi ziyaret etmişler.
Hatta Bergama’ya da gelmiş Thalia.
Atmaca mahallesini keşfetmiş, orada benim gardaşım var Levent dedi.
Gardaşının adı ne, gittiğimde selamını ileteyim dedim.
Aradan çok uzun zaman geçti unuttum dedi.
Gardaş, gel buraya, güle güle unutmadığı kelimelerden birkaçı.
Evgenia'nın Pire'de evinde biraz soluklandık, bize kendi yaptığı likörden hediye etti bir şişe.
Dört kişi akşam Pire'de yerlilerin bildiği, giriş için sıra numarası alınan harika tavernada kafaları çektik Midilli uzosu Plomari ile.
(Daha sonra tavernanın yorumlarını okudum oooo ! Bizim Türkler çoktan keşfetmiş. Maşallah dünyanın bir ucunda, dağın tepesinde bile dolaşan vatandaşlarımız var. Bunlardan birkaçını, youtuberi takip ediyorum).
Şerefe, Yamas sesleri arasında harika deniz ürünleri ve uzo içilirken diğer masallardan şerefe sözünü duyan anneannesi, bahanesi İzmir'den, Bursa'dan kısacası Anadolu'dan olanlar bizim masaya akın etti.
Yunanlılar da yüksek sesle konuşmada bizimle yarışır, birden ortalık pazar yerine döndü.
Thalia ve Evgenia sizinle olmak çok güzeldi, harika bir haftasonu geçirdik sayenizde.
Teşekkür ederiz, sevgiler.


MOMus Selanik Fotoğraf Müzesi (MOMus Photography)
Selanik Limanında artık kullanılmayan antrepoları çok iyi değerlendirmişler.
Üstelik liman şehrin tam merkezinde sayılabilecek bir yerde.
Üstelik park sorunu olmaz.
Sadece fotoğrafçılık değil limanda çok sayıda farklı müze veya Sanat kültür faaliyet gösteren kuruluşa ayrılmış bina var.
Fotoğraf Müzesi Selanik Sinema Müzesi'nin arkasında bölüm A da 2.katta bulunuyor.
Aslında kalıcı bir sergi desek daha doğru olur.
1920 lerden başlayıp 60'lı yıllar civarına kadar Fotoğraf sanatında tanınan, örnek fotoğraflar var kısa açıklamalarıyla var duvarlarda.
Çok az sayıda eski fotoğraf makinesi de var müzede.
Müze satış bölümü, bar, cafe ve fotoğraf sunum söyleşi yapılabilecek bir bölümü de içeriyor.
Selanik Metropolitan Görsel Sanatlar Müzeleri Organizasyonu – MOMus, Selanik merkezli dört müze/sanat mekanının (Devlet Çağdaş Sanat Müzesi, Makedonya Çağdaş Sanat Müzesi, Selanik Fotoğraf Müzesi ve Çağdaş Sanat) birleşmesinden doğmuş.
MOMus Yunanistan Kültür ve Spor Bakanlığı'nın denetimi altında bulunuyormuş
"MOMus'un kuruluşu, çağdaş Yunan kültürünün yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde desteklenmesi için sinerji yaratma ve ortak hedefler belirleme konusundaki kararlı, ortak tutkunun yönlendirdiği, yıllar süren yoğun bir çaba sürecinin ardından geldi" diye açıklıyor, tanıtıyor kendini MOMus.
Giriş ücretli.
Tam yetişkin 4€
65 yaş+ ve 12 - 25 yaş aradı 3€









SELANİK HAMZA BEY CAMİİ
Hamza Bey Camii, 1430 yılında Selanik’in fethinde görev alan Evrenosoğlu İsa Bey’in kızı Hafsa Hatun tarafından 1468 yılında yaptırılmış.
Selanik’i fetheden ve 1460 yılında vefat eden Anadolu beylerbeyi Hamza Bey’in ismi camiye verilmiş.
Cami, deprem ve yangınlarda hasar görmüş, 1620 yılında yeniden yapılmış.
Hamza Bey Camii uzun yıllar Alkazar Sineması olarak kullanılmış.
1978 yılında meydana gelen depremde ciddi hasar gören cami onarılmamış, sadece iskelelerle desteklenmiş.
Selanik'te Osmanlı dönemi eserlerinin neredeyse tamamını gezdim gördüm.
İçlerinde en üzücü durumda olan bu yapı maalesef.
Aslında büyük önemli bir cadde üzerinde, köşebaşında uzaktan demir iskeleleri görünce restorasyon var sanmış sevinmiştim.
Maalesef yıllar önce deprem nedeniyle çatlaklar oluşunca desteklemek amaçlı kurulmuş bu iskele.
Bugün asıl kötü olanı Selanik'te ilk metro hattı yapılmaya çalışılıyor.
Caminin hemen dibinde metro istasyon girişi için kazma işi başlamış.
Depremden yara alan bina her an çökebilir.